Minyatür Sanatı

 

Minyatür Nedir?

*Minyatür, kendine has boyama tekniği ve anlatım dili ile çok ince işlenmiş, küçük boyutlu resimler ve bu tür resim sanatının adıdır. Minyatür ile uğraşan kişilere nakkaş ismi verilir

Yaygın olarak, el yazması kitaplardaki metni görselleştiren, metinde yer alan bilgileri daha açık hale getiren kitap resimleri minyatür olarak bilinir. İşlenen temanın barındırdığı olayları görselleştirmek için olayı resme figürler halinde aktarmak ve figürler birbirini kapamayacak şekilde yerleştirme esastır.

Batı el yazmalarındaki kitap resimleri dışında 13-19. yüzyıllar arasında İslam dünyasında "tasvir, tasvir-i humayun, şebih, suver, tarrahi, resm, resim, hurda(e) nakış, meclis, kalemişi" gibi adlar altında gerçekleştirilen sanat üretimleri de Türkçede 19. yüzyılın sonundan itibaren "minyatür" adıyla anılmıştır. Tarihî süreçte kitap sanatları ile bağlantısı olmaksızın tual, deri, duvar, aharlı kâğıt, seramik, kemik, ahşap kutu ve kaplar, ipek gibi farklı malzemeler ve farklı amaçlar doğrultusunda ve kimi zaman anıtsal boyutlarda minyatür sanatı örnekleri verilmiştir.



Minyatürün Kelime Anlamı

 **Minyatür terimi, genel anlamıyla çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimler ve bu türdeki resim sanatları için kullanılmaktadır. Minyatür kelimesinin, Latince "kırmızı ile boyamak" anlamına gelen “miniare” kelimesinden türetilmiş olduğu ve daha sonra Fransızca’ya “miniature” biçiminde geçtiği düşünülmektedir. Osmanlı dönemi kaynaklarına baktığımızda bu terimin yerine “tasvir” veya “nakış” sözcüklerinin tercih edildiği görülmektedir.



Minyatürün Özellikleri

 Oran-orantı, perspektif gibi olaylar görülmez. Işık veya gölge verilmez. Bunların amacı minyatürün derinlik kazanmamasıdır. Önemli kişiler ( padişah, sultan vs.) diğerlere oranla daha büyük ve ayrıntılı çizilir. Ayrıntı olabildiğince fazladır, ağaç yaprakları, kumaş desenleri… Renkler canlı ve gerçeğe bağımsız olarak boyanır. Bir diğer özelliği ise minyatürde sık sık altın renkleri kullanılmasıdır, bu altın rengi kumaş bulut vb. şeylerde olabilir.



Minyatürün Tarihçesi

*** Minyatürün dünyadaki tarihine bakıldığında en eski minyatürlere mısırda rastlanmıştır. MÖ 3. Yy’ da papirüslerin üzerine işlenmiş minyatürler bilinen en eski minyatürlerdir. Minyatür sanatı geleneksel Türk sanatlarından biridir ve Uygurlar tarafından 8. Ve 9. yy’dan günümüze gelmiştir. Minyatür sanatı Osmanlı döneminde oldukça yaygın kullanılan bir sanattır. 


Osmanlı’da Minyatür

Osmanlı Minyatürlerini dini konulu ve dini konulu olmayanlar olarak 2’ye ayrılabilir. Minyatür sanatı Kanuni dönemi ile birlikte şehnameciliği resimli bir boyuta taşımıştır. Minyatür sanatı Lale Devrine kadar devam etmiştir. Lale devrinde ise batıcılık akımından etkilenip popülaritesini kaybetmiştir. Şu an ise illüstrasyon olarak minaytür yapan bir çok sanatçı var.

**** Osmanlı minyatürü, Kanuni döneminde kişiliğini bulur. Padişah portreciliği, XVI. yy. boyunca önemini korumuştur. Dönemin ünlü nakkaşı Nigari, Sultan Süleyman ve Barbaros Hayrettin Paşanın portrelerini yapmıştır. Dönemin minyatürlerinde padişahın tahta çıkışı, elçileri kabulü, seferleri, av sahneleri veya çeşitli günlük olaylar işlenmiştir. Bu eserlerden “Süleymannâme”de, Osmanlı hanedanının soyluluğu ve gücünü gelecek kuşaklara aktaracak minyatürler görülür.

Kanuni döneminin en önemli nakkaşı Matrakçı Nasuh’tur. Aynı zamanda bir tarihçidir. Nasuh yazdığı tarih kitaplarında dönemin olaylarına, seferlerine tanıklık etmiş ve bunların bir kısmını resimlemiştir. Bunlar arasında en önemlisi, Kanuni’nin İran ve Irak seferinde geçilen coğrafyayı haritacı anlayışla resmettiği 1533-1536 tarihli “Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan” adlı eseridir.


Kaynakça : * Wikipedia

 

 

 

 

Yorumlar